Yeni süper besin: Su Mercimeği
Covid-19 beslenmemize de pek çok yeniliği dahil etti. Bitkisel proteinler öne çıkmaya devam ederken zengin içerikli ürünler beslenme listelerinde başa geçiyor. İşte onlardan biri de su mercimeği!
Covid-19 ile birlikte sağlıklı beslenme yaklaşımları dikkat çekiyor. Global gıda pazarı yeni arayışlara devam ediyor. Alternatif protein kaynağı olan besinlere yönelim artmış durumda. Mankai, yani su mercimeği de onlardan biri. Adını ilk kez duymuş olabilirsiniz. Peki, küçük bir sucul sebze dünya çapında milyonlarca insan için birincil protein kaynağı olabilir mi? İsrailli bir start-up buna inanıyor. Üstelik çok az toprak, su ve enerji kullanılarak yıl boyunca yetiştirilebileceğini ortaya koyuyor.
İsrailli bir girişim olan Hinoman, küresel protein tüketiminin geleceğini şekillendirmek için su mercimeği ailesinin bir üyesi olan küçük, protein dolu bir sebzeye yatırım yaptı. Hinoman, bu sebzeyi yetiştirmek ve sürdürülebilir şekilde büyütmek için yaklaşık on yıl harcadı. Bu sebzeye Mankai deniyor.
Mankai nedir?
Mankai, tescilli bir su mercimeği türü. Dünyanın en küçük yapraklı sebzesi… Kökleri yok ve su üzerinde yüzüyor. Aslında su mercimeği Güneydoğu Asya’da yüzlerce yıldır tüketilen bir bitki. Laos, Vietnam ve Tayland’ın kuzeyindeki bazı kabileler için önemli bir protein kaynağı…
2019’da Harvard Üniversitesi’ndeki bazı kafeteryalar, menülerinde Mankai içeren ürünlere daha fazla yer vermeye başladı. Mankai smoothies ve sebzeli burgerler bunlardan bazıları. Yakında, Mankai Massachusetts Teknoloji Enstitüsü kampüsündeki yemek mekanlarında da satışa sunulacak. Hinoman ayrıca ürününü Japonya’da perakende satışa sunmaya da hazırlanıyor. Hedeflerinden biri, 2025’e kadar Mankai’yi tanınmış, yaygın olarak bulunabilen bir gıda markası haline getirmek.
Hedef veganlar mı?
Bitkisel proteinlerin beslenme programlarında giderek daha fazla öne çıkmasında vegan eğilimin etkisi var elbette. Ancak su mercimeği alanında yapılan çalışmalarda hedef yalnızca veganlar değil. Hinoman’ın CEO’su ve üç kurucusundan biri olan Ron Salpeter, tüketicilerin yeme alışkanlıklarının nasıl değiştiğine dair görüşlerini şöyle anlatıyor:
• Alternatif protein, iki mega eğilimin daha geniş bağlamında görülmeli: Bilinçli beslenme ve “ileri bitki” gündemi. Y ve Z kuşağı, gıda dahil her şeyde talebi şekillendiren baskın güç ve bu iki mega trendi de onlar yönlendiriyor. Bu iki trend, önümüzdeki 20-30 yıl içinde gıda endüstrisine hâkim olacak.
• Tüketiciler artık, “Yediğim yiyecekler aslında vücudumu nasıl etkiliyor?” diye düşünüyor. İnsanlar bu konuda kendilerini eğitmek için zaman harcıyor.
• Veganlığa dair yeni yiyecek seçenekleri, son birkaç yılda yüzde 45’ten fazla arttı.
• 2030’a kadar “özelleştirilmiş beslenme” mümkün olacak. Örneğin, belirli bir bölgede anemi ile başa çıkmak için daha fazla demire ihtiyaç duyulursa yalnızca bir ekrana dokunarak GDO’suz demir yaratılabilecek.