Su İçinde Gelecek
Yaşam suya bağlı. Su pazarı tam 1 trilyon dolar. Suyu olmayanlar yoktan var etmeye, olanlar elinden kaptırmamaya, geleceğe yatırım yapanlar sudan kar etmeye endeksli yaşıyor. 2050 kadar yakın bir gelecekte, suyun savaş nedeni olacağına kesin gözüyle bakılıyor.
Dört adet otomobil lastiği üretmek için 7 bin 500 ton; bir kilogram kumaş için 200 litre; bir satranç tahtası için 16 litre suya ihtiyaç var. Bir varil ham petrolü rafine etmek için ne kadar suya ihtiyaç olduğunu bilseniz, petrol istemem dersiniz: Bir varil ham petrol için yedi ton su kullanılıyor. Kişi başına günlük ortalama kentsel su tüketimi sanayileşmiş ülkelerde ortalama 266 litre, Afrika’da ortalama 67 litre. Türkiye’de 111 litre kullanıyoruz. Su dünyanın bazı kentlerinde benzin- den de pahalı.
“2050’ye doğru Orta Doğu merkezli su savaşlarına hazırlıklı olun” uyarıları bir yana su pazarı 1 trilyon dolarlık kazanç vaat ediyor. Coca-Cola, IBM ve GE gibi dev şirketler, gelecek projeksiyonlarını su üzerine kurdu ve şimdiden milyonlarca dolarlık yatırım yaptılar. Su yaşamın ve sağlığın kaynağı. Aynı zaman da ekonominin de kaynağı haline geldi. Üretimin pek çok alanında temel girdi olarak kullanılan su, artık önemli bir değere sahip. Küresel ısınma, nüfus artışı derken su kaynaklarının azalması, bu önemli ekonomik değerin stratejik bir unsura dönüşmesine yol açtı. Uzmanlar, “20’nci yüzyılda devletler ve şirketler için petrol ne ifade ettiyse, 21’inci yüzyıl da da su değerli bir meta olarak ulusların varlık düzeyini belirleyecek” diyor.
Bu tablo hükümetler ve bilim çevreleri açısından alarm niteliğinde. Nitekim yapılması gerekenler konuşuldu, temenniler dile getirildi. Ancak somut adımlar atan, suyun ekonomik bir değer olduğunun ve su yönetiminin stratejik bir araç haline geldiğinin farkına varanlar şirketler ve iş dünyası oldu. Birçok şirket, su krizini hasarsız atlatmak ve krizi fırsata dönüştürmek adına suya büyük yatırım yapıyor.
Suya olan talebin 20 yıl içerisinde yüzde 53 oranında artacağı ve hacim olarak petrol piyasasının bin katı büyüklüğe ulaşacağı hesap ediliyor. Bu da 2030 yılında sektörün 1 trilyon dolar’a ulaşacağı anlamına geliyor. Bu büyük rakamlar, suyun dağıtımı, yönetimi ve arıtımı gibi konularda şirketlere çok büyük fırsatlar sunuyor. Bu nedenle birçok şirket bugünden üretim süreçlerini, ürünlerini ve hizmetlerini, stratejilerini 2050’de yaşanacak su sıkıntısına hazır olacak şekilde değiştirmeye başladı. Halen dünyada tatlı su kaynaklarının yaklaşık yüzde 70’i tarımsal sulama ve gıda üretiminde kullanılıyor.
Bir kilogram kumaş için 200 litre su
Su denildiğinde ilk akla gelen tarım ve gıda sektörü oluyor. Ancak sadece tarım değil diğer pek çok sektör üretimde büyük miktarda su kullanıyor:
• Dört adet otomobil lastiği üretimi için 7 bin 500 ton
• Bir otomobil üretmek için 150 ton
• Bir ton çelik üretmek için 240 ton
• Bir kilogram kumaş için 200 litre
• Bir satranç tahtası üretmek için 16 litre
• Bir varil ham petrolü rafine etmek için yedi ton su kullanılıyor.
Suyun benzinden bile pahalı olduğu kent
Birleşik Arap Emirlikleri’nin en güzel kıyı kenti olarak anılan Dubai’de pahalı olan tek bir şey var; Su. İsrail, teknolojisiyle kullanma suyunu deniz suyundan elde etmeyi başaran Dubaililerin çeşmelerinden akan bu su rahatlıkla içilebiliyor. Ancak teknolojinin gelişmesi sayesinde çölü vaha haline dönüştürmeyi başaran bu kentin insanları bir litre su içebilmek için tam dört litre benzin parası ödemek zorunda kalıyorlar.
Kişi başına günlük ortalama kentsel su tüketimi
Dünya ortalaması: 150 litre
Sanayileşmiş ülkeler ortalaması: 266 litre
Afrika ülkeleri ortalaması: 67 litre
Asya ülkeleri ortalaması: 143 litre
Latin Amerika ortalaması: 184 litre
Arap ülkeleri ortalaması: 158 litre
Türkiye: 111 litre