Romantizmin Sesi…
Duygu yüklü şarkı sözleri ve besteleriyle dikkat çeken Bengin, müzik otoritelerince “Romantizmin Sesi” olarak adlandırılıyor. Ses tonu ve kadife sesi ile eserlere duygusal bir yoğunluk katmayı başaran Bengin, kalbinden geçenleri, yaşananları ve etkilendiği duyguları bir araya getirerek albümlerini sevenleriyle buluşturuyor…
Müzik kariyerine 1999’da başlayan Serkan Bengin, birçok etkinlikte gerçekleştirdiği sahne performansı ile dikkat çekiyor. Müzik dışında, sağlıklı yaşamı, sporu, doğayı ve hayvanları çok seviyor. Keyifli bir sohbete hazır mısınız?
Sizi biraz tanıyabilir miyiz?
1981 yılında İstanbul’da dünyaya geldim. Müzisyen bir aileden geliyorum. Çocukluk yıllarımda müziğe çok düşkündüm. Müzik sesini duymadan uyuyamazdım. Aslında o günlerden belliymiş diyebiliriz. Yakınlarım sahne alırlardı, bende küçük yaşlarda sahne tozunu yutmaya başladım. Eğitim hayatımı İstanbul’da tamamladım. Özel Şan ve Solfej dersleri aldım. 1999’dan bu yana müzik sektöründe profesyonel olarak devam ediyorum. İlk albümüm 2013 yılında çıktı. Bazen kelimeler anlamsız kalır “Dilimin söyleyemediği sözleri toparladığı” bir çalışma olarak bu yola başladım. Aşkı, hasreti, özlemi ve yalnızlığı albümde ifade etmeye çalıştım. İlk albümüm “Ah Kalbim, müzik dünyasının duayenlerinin ve önemli yetenekleri ile bir araya gelerek start verdik.
Müziğin hayatınızdaki önemini nasıl keşfettiniz?
Hayatımda yerini ifade etmek çok zor. Müziksiz bir hayat düşünemiyorum. Neredeyse müzikle yatıp, müzikle kalkıyorum. Duyguları, notalara döküp insanların duygularına d
okunmak çok güzel bir his. Müzisyen bir aileden geliyorum ve annemin sesi de çok güzel, dayılarım sayesinde kendimi keşfettim yine onların katkısıyla ilk adımımı attım.
Ne tür müzikler seviyorsunuz?
Türk sanat müziği, türk halk müziği, pop, fantezi, caz&blues, rock tarzlarını çok severim.
Müzik sizin için ne ifade ediyor?
Müzik insanın kendini ifade edebilmesinin eğlenceli bir yoludur. Neşeyi, coşkuyu, hüznü, birçok duyguların sesle anlatma biçimi. Müzik benim için huzurdur, müzik benim arkadaşımdır.
Dinlerken veya bestelerken sizi anlattığını düşündüğünüz şarkı hangisidir?
Genelde yaşanmışlıklar olduğu için şarkılarda birçok eser beni anlatır. Özellikle “Gözümün Nuru” ve “Al Bütün Eşyalarını” adlı eserileri ayrı severim.
Enstrüman çalıyor musunuz? Sizi cezbeden enstrüman hangisi?
Evet çalıyorum. Çocuk yaşlarımda ilk piyano ile müziğe başladım. Zaman geçtikçe gitar, ud ve cümbüş enstrümanlarını icra etmeye çalışıyorum. Beni cezbeden gitar oldu. Ana sazım olarak sahnelerde de çalıyorum. Gitarsız çok eksiğim, sanki onla bütünleştiğimi düşünüyorum.
Hayatınızda bir dönüm noktası oldu mu? Olduysa o zamanki koşullar nelerdir?
İnsan hayatında bazı dönüm noktaları vardır ve o dönüm noktalarında aldığımız kararlar bizi bir ömür mutlu ya da mutsuz edebilir. Bu kararları alırken bazen farkında oluruz, bazen de hiç farkında bile olmadan bir bakarız ki karar vermişiz. Kendimizi pek çok şey için geç kalmış ya da kaçırmış halde bulabiliriz. Konservatuar çok okumak istedim, kısmet olmadı. Çalışmam gerekiyordu ve bu yüzden eğitimim yarım kaldı. O zamanki koşullar maalesef dönüm noktam olmuş diyebilirim.
Hep hayalini kurduğunuz mesleği mi yapıyorsunuz? Bu meslekte mutlu olmak için neler yaptınız?
Müzikte başarılı olmayı hayal etmek güzel, en azından sevdiklerine eşsiz bir anı olarak kalıyor. Hayalini kurduğum mesleği şuan icra edemiyorum, maalesef pandemi müzik sektörünü çok etkiledi. Mesleğimde insanları başka bir seviyeye taşıyarak, duygusal olarak etkilemek çok güzel. Mutlu olmak için müzikten kopmamak gerekiyor. Akustik çalışmalar yaparak heyecanımızı kaybetmiyoruz.
Tüm yaşamınızı düşündüğünüzde para kazanarak mı isteğinizi yaptınız yoksa isteğinizi yaparak mı para kazandınız?
Para kazanmak bir yana manevi değerler, arkanda güzel anılar bırakmak çok güzel bir duygu. Bizim ülkemizde müzikten para kazanmak, emeğinin karşılığını almak çok zor. Bu yüzden hiçbir zaman maddi olarak bakmadım. Zaten ikinci bir mesleğim de var, ‘Grafik Tasarımcı’ olarak da devam ediyorum.
Başkaları sizin hayalinizi gerçekleştirmek için fedakarlık yapıyor mu? Eğer öyleyse siz karşılığında ne yapıyorsunuz?
Hepimiz gelecekte bir şey elde etmek için zamandan fedakarlık yapıyoruz. Hayal kurmak güzel, düşünmek ve gerçekleşmesi mükemmel bir his. Karşılığında elbette çok çalışmak, emek vermek gerekiyor. Emeksiz hiçbir şeyin anlamı ve tadı olmuyor.
Mutlu olmak için nelerden vazgeçersiniz? Örneğin başka bir ülkede yaşamanız gerekse veya ailenizi bırakmanız gerekse ne yaparsınız?
“Çok fazla geçmişe takılmaktaki sorun geri döndüğümüzde geleceğin elimizden kaçtığını görmektir.” İnsanların geçmişte size yanlış davrandıklarını, sevgi göstermediklerini ve sevgiden, şefkatten, mutluluktan yoksun olduğunuzu kabul etmek zordur. Ben ailemle ve sevdiklerimle mutluyum, herhalde gidemezdim.
Kişisel su tüketiminiz ve su hakkında dikkat ettiğiniz hususlar neler?
Genelde doktorlar sürekli su içmemizi öneriyor. Geçmişte böbrek rahatsızlığım oldu ve günde 4-5 litre su içmiştim. Yeterli miktarda su içtiğim için böbrek taşı riskini %70 oranında azalttı. Ayrıca yeterli su tüketimi, idrar yolları enfeksiyonlarını önleyebiliyormuş. Genel anlamda su her şeyimiz, yaşam kaynağımız. Bol su için.
Son olarak pH Su Arıtma Dergisi okuyucularına neler söylemek istersiniz?
Öncelikle beni misafir ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Derginizi çok beğendim, suyun hayatımızdaki önemini konu alan güzel içerikler ve konular var. Tasarım olarak da çok başarılı. Okuyuculara sanatla yaşamalarını tavsiye ederim. Sanatı hayatının bir alışkanlığı haline getirirse insan; ruhu beslenecektir. Bu da onları daha mutlu ve huzurlu bir insan olma yoluna sokacaktır. İnsanları sevin, sanatı sevin, hayvanlara sahip çıkın ve bol su tüketin…