Kirli Su Zehirlenmelerine Dikkat
Yaz ayları ile birlikte vücudun su ihtiyacı da artıyor. Su, eğer hijyenik koşullar çerçevesinde ve doğru kaynaklardan elde edilmezse pek çok hastalığa davetiye çıkarabiliyor.
Sıcak havalarla birlikte vücudumuzun ihtiyaç duyduğu su miktarı da artar. Ancak güvenilir olmayan kaynaklardan elde edilen sular ve bu sularla yıkanmış gıdalar pek çok hastalığa da neden olabilir. Peki ama su hangi durumlarda zehirler? Kirli su zehirlenmelerinin belirtileri nelerdir? Kirli su zehirlenmelerinde ilk müdahale nasıl ve ne şekilde olmalıdır? Tedavide nasıl bir süreç izlenmelidir?
Kirli su zehirlenmeleri…
Bahar ve yaz ayları ile birlikte kirli su zehirlenmelerinde de artış görülüyor. Zira özellikle sıcak havayı fırsat bilenler kendilerini piknik alanlarına atıyor. Yiyecek ve içeceklerini bu alanlarda bulunan işlem görmemiş sularla yıkayan ve hatta kimi zaman bu suları içenler ise büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalıyorlar: kirli su zehirlenmeleri…
Akan suyun temiz olduğu yaygın inanışının aksine bu sulara insan ve hayvan dışkıları karışmış olabiliyor. Bu durum ise patojen mikroorganizmaların suda hızla üremesine ve çoğalmasında etkili oluyor. Adeta zararlı bir mikroorganizma yuvası olan suların içilmesi ya da bu sularla yıkanan sebze ve meyvelerin çiğ ya da kabuğunun soyulmadan tüketilmesiyle mikroplar insan vücuduna geçiyor. Sonunda tifo, kolera, dizanteri ve benzeri hastalıkların yanı sıra kirli su zehirlenmelerine de neden oluyor. Suyun bir bulaşma kaynağı olmasını engellemenin yolu ise kullanılmadan önce kaynatmadan veya dezenfektasyon işleminden geçiyor.
Kirli sularda yaşayan mikroorganizmalar…
Kirli sularda yaşayarak rahatsızlıklara neden olan pek çok mikroorganizma bulunuyor. Bu mikroorganizmalar arasında en bilinenler Escherichia coli, Salmonella ve Shigella türü bakteriler; kısaca “amip” olarak bilinen Entamoeba hystolitica ile Cryptosporidium parvum ve Giardia intestinalis gibi parazitler; Hepatit A, Rota ve Adeno gibi virüslerdir. Bu mikroorganizmalar özellikle sıcak yaz aylarında uzun süre canlılıklarını koruyabilme ve hızla çoğalabilme özelliğine sahiptirler. Bu ve benzeri suların vücuda alınması halinde de mide ve bağırsak rahatsızlıkları meydana gelebiliyor. Ancak bu tür zehirlenmelere maruz kalmış kişilerin güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmayan bebek ya da yaşlı kişiler olması halinde bu mikroorganizmalar ölüme kadar varan ciddi rahatsızlıklara neden olabiliyorlar.
Zehirlenme belirtileri…
Temizliğinden şüphe duyduğunuz bir suyu içtiniz ya da yiyeceklerinizi bu su ile yıkadınız ve tükettiniz. Kısa bir süre sonra da vücudunuzda kusma, ishal ve ateş gibi belirtiler görülmeye başladıysa bu durum kirli su zehirlenmesi yaşadığınıza bir işarettir. Kusma, sonrasında da ishal ile devam eden mide ve bağırsak sistemi rahatsızlıklarına sebep olan kirli su zehirlenmelerine de gıda zehirlenmesi denildiğini belirten Dr. Koray Akay, “Herhangi bir besinde bakteri bulunmasa da kirli su ile yıkandığında yine zehirlenme yaratabilir. Bu tip zehirlenmelerde bağışıklık sistemi güçlü olmayan, vücut direnci düşük kimseler için riskli durumlar ortaya çıkabilir. Tehlikeli hastalıklarla savaşan kimseler, küçük bebekler, çok yaşlı kimseler de riskli gruplardadır. Şebeke sularının temizlik kontrolüne, dışarda gıdalarımızı yıkadığımız sulara ya da kaynağını bilmediğimiz sulara dikkat etmeli, bilmediğimiz su kaynaklarını içmemeli ya da besinlerimizi yıkamamalıyız” şeklinde konuşuyor.
Nasıl tedavi edilir?
Kirli su zehirlenmelerinde ilk aşamada kusma ve ishale bağlı olarak kaybedilen sıvının yerine konulmasına odaklanılmalıdır. Kusmayı ya da ishali durdurmaya çalışmanın doğru bir yöntem olmadığına işaret eden Dr. Koray Akay, zehrin vücuttan atılması için bunun gerekli bir süreç olduğuna vurgu yapıyor. Ağızdan sıvı alma konusunda sorun yaşayan hastaların ise hemen en yakın sağlık kuruluşuna başvurarak damardan sıvı takviyesi almaları gerektiğini kaydediyor. İlk müdahalenin ardından iyileşene kadar hastanın yağsız ve posasız gıdalar ile beslenmesini de tavsiye eden Akay, “Ekmek, yağsız haşlama veya ızgara et, yoğurt ve pirinç lapası gibi gıdalar almak; çiğ sebze ve meyveler ile tatlı ve yağlı yiyeceklerden soslu yemeklerden kaçınmak, yoğurt ve yağsız peynir yemek önemlidir. Fakat en çok dikkat edilmesi gereken husus bol miktarda su tüketilmesidir” diyor.
Hijyenik olmayan havuzlar da mikrop kaynağı
Kirli su zehirlenmeleri yalnızca yeme ve içme ile gerçekleşmiyor. Zira kimi zaman yüzme havuzları da oldukça ciddi birer mikrop kaynağı olabiliyor. İçindeki suyun dezenfeksiyonunun ve değişim sıklığının doğru bir şekilde yapılmamasına bağlı olarak zehirlenmelere neden olabiliyor. Hijyen koşullarına uygun olarak hizmet vermeyen havuzlar nedeniyle göz, kulak, cilt ve idrar yolları enfeksiyonları, bu suların yutulması halinde de kusma ve ishaller görülebiliyor.