Haksız Rekabet Halleri
Haksız Rekabet, hem 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu çerçevesinde hem de 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında düzenlenmektedir. Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin 54.maddesindeki düzenlemelerin amacı dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Borçlar Kanunu’nda yer alan düzenlemenin amacının ise haksız rekabeti oluşturan fiillerin işlenmesi ile ortaya çıkan zararın giderilmesi olduğu görülmektedir.
Ticari firmalar, satıcılar, müşteriler ve tedarikçiler arasındaki ilişkileri düzenleyen haksız rekabet hükümleri, aldatıcı, dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ile ticari uygulamaları yasaklayan hükümlerdir. Haksız rekabet halleri, Türk Ticaret Kanunu’nun 55.maddesinde örnekleme yoluyla sayılmaktadır. Bundan dolayı haksız rekabet teşkil eden haller bunlarla sınırlı değildir. Bu maddede sayılan başlıca haksız rekabet halleri şunlardır;
1. Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar.
2. Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek.
3. Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanma.
4. Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek.
5. İş şartlarına uymamak.
6. Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.
Bunların yanında, kötüleme, abartma, karıştırılmaya neden olma, karşılaştırma, saldırgan satış yöntemleri, aldatıcı unvan veya mesleki adlar kullanma, ticaret ünvanını veya ürünün fiyatını açıkça belirtmeme, bilgileri gizleme yoluyla müşterileri yanıltma, eksik veya yanlış bilgiler içeren sözleşmeler yapmak gibi hususlar da haksız rekabet hallerine örnek olarak verilebilir.Elektronik ortamdaki haksız rekabet hallerine örnek olarak alan ismi (domain name) verilebilir.
Alan İsmi (Domain Name)
Alan isimlerinde haksız rekabetin tipik halleri söz konusu olmaktadır. Haksız rekabet hükümlerinin uygulanması, özellikle tescil edilmemiş ancak fiili olarak kullanılan ticari isimlerin (marka, ticaret unvanı vb.) hak sahibinden başkası tarafından kullanılmasında söz konusu olmaktadır. Bir başka haksız rekabet hali ise cins ve meslek isimlerinin veya tanınmış diğer isimlerin alan ismi olarak kullanılması halidir. Bu tür haksız rekabet halleri uygulamada en yaygın görülenidir.
A. Tescil Edilmemiş Markalarla Diğer Ticari İsimlerin Alan İsmi Olarak Kullanılması,
Tescil edilmemiş olan bir markanın Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (KHK.) hükümleri ile korunması mümkün değildir. Tescil edilmeyen bir markanın ve yine diğer ticari isimlerin alan ismi olarak seçilmesi halinde haksız rekabet hükümlerine göre korunması mümkündür. Tescilli olmayan bir markanın alan ismi olarak seçilmesi halinde şartları oluşmuşsa haksız rekabet davası açılabilme imkanı mevcuttur.
B. Cins ve Meslek İsimlerinin Alan İsmi Olarak Kullanılması,
Ticari hayatta kullanılan meslek isimleri ve cins isimlerinin alan ismi olarak alınması halinde ortaya bir takım problemler çıkmaktadır. Cins ve meslek isimlerinin alan ismi olarak kullanılması halinde bu meslek ismini ve cins ismini kullanan kimse büyük bir avantaj elde etmiş olacaktır. Çünkü bu tür alan isimleri internette konuyu araştıran kimseler için çekicidir.Arama motorlarının kanalize etme fonksiyonu sayesinde, kullanıcılar bu sitelere yönlendirilmektedir. Bu tür alan isimlerini alan kimselerin aslında temel hedefi de budur.
Türk Ticaret Kanunu Uyarınca Açılabilecek Davalar;
Ticari hayatta dürüst rekabet hem müşteriler hem de işletmeler açısından önem arz eden bir konudur. Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, mesleki itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
1. Fiilin haksız olup olmadığının tespiti davası,
2. Haksız rekabetin men’i (önlenmesi) davası,
– Bu dava ile haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılması,
– Haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesi,
– Haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhası istenebilir.
3. Kusurun varlığı halinde, maddi ve manevi tazminat davaları açılabilir..
– Maddi manevi tazminat davalarında failin kusurunun ve uğranılan zararın ispat edilmesi gerekir.
Haksız rekabet davasının, müşteriler tarafından açılması halinde, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhası talebinde bulunulamamaktadır. Ticaret ve sanayi odaları, esnaf odaları, borsalar ve tüzüklerine göre üyelerinin ekonomik menfaatlerini korumaya yetkili bulunan diğer mesleki ve ekonomik birlikler ile tüzüklerine göre tüketicilerin ekonomik menfaatlerini koruyan sivil toplum kuruluşlarıyla kamusal nitelikteki kurumlar haksız rekabete dayalı tazminat davalarını açamamaktadır. Ancak bu tüzel kişiler diğer davaları açabilmektedirler.