Dünya’da Bir Milyar İnsan İçme Suyu Bulamıyor
Birleşmiş Milletler Türkiye’nin de bulunduğu “içme suyunun” tükenme riskiyle karşı karşıya olan şehirleri açıkladı.
Birleşmiş Milletler’in “su stresi” olarak tanımladığı rapora göre aralarında Türkiye’nin de bulunduğu “içme suyunun” tükenme riskiyle karşı karşıya olan şehirleri açıklandı. İşte içme suyu tükenme riski olan o şehirler…
Güney Afrika’nın Cape Town kenti, modern çağda içme suyu tükenen ilk büyük kent oldu. BBC Türkçe’nin haberine göre;Dünya yüzeyinin yüzde 70’i suyla kaplı olmasına rağmen, dünya su rezervinin sadece yüzde 3’ü tatlı su. BBC Türkçe’nin haberine göre; dünyada bir milyarı aşkın kişi temiz içme suyuna ulaşamıyor ve 2,7 milyar kişi yılın en az bir ayında su sıkıntısı çekiyor. 2014’te dünyanın en büyük 500 kentinde yapılan araştırmada, bu kentlerin dörtte birinin Birleşmiş Milletler’in “su stresi” diye tanımladığı durumla karşı karşıya. Su stresi yıllık içme suyunun kişi başına 1.700 metreküpün altına düştüğü durumda kullanılan bir isim.
Birleşmiş Milletler’in onayladığı uzman araştırmalarına göre dünyada su talebi 2030 itibariyle arzın yüzde 40’ının üzerine çıkacak. Bunda iklim değişimi, insanların faaliyetleri ve nüfus artışının rol oynadığı vurgulanıyor. Bütün kıtalarda, aralarında İstanbul’un da bulunduğu büyük şehirler su kıtlığıyla karşı karşıya ve bir çözüm bulmak için zamana karşı yarışıyor. İşte, Cape Town’ın kaderini paylaşmaya aday diğer kentler…
Brezilya’nın başkenti ve dünyanın en büyük nüfuslu 10 kentinden biri olan Sao Paulo 2015’te Cape Town’ın yaşadığına benzer bir durumla karşılaştı ve su rezervleri kapasitenin yüzde 4’ünün altına düştü. Krizin en kötü anında, kentin 20 günden az içme suyu kalmıştı ve polis yağma olaylarını önlemek için su kamyonlarına eşlik etmek zorunda kalmıştı. Bu duruma Brezilya’nın güneydoğusunda 2014-2017 arasında etkin olan kuraklığın neden olduğu düşünülüyordu, ancak Sao Paulo’daki BM misyonu, yetkili makamların “düzgün planlama ve yatırım eksikliğini” eleştirdi. Su krizinin 2016’da “bittiği” sanılıyordu, ancak 2017’nin ocak ayında su rezervi beklenenin yüzde 15 altındaydı ve bu nedenle şehrin su arzı güvenliği yine şüpheli bir hale geldi. Hindistan’ın Bangalore kentindeki yerel yetkililer, şehrin bir teknoloji merkezine dönüşmesinden sonra inşaat alanındaki büyüme karşısında ne yapacaklarını şaşırdılar ve kentin su ve atık su sistemleri bu büyümeyle başa çıkmakta zorlandı.
Daha da kötüsü, kentin antika sayılabilecek su tesisatı sisteminin acil elden geçirmesi gerekiyor. Ulusal hükümetin hazırladığı rapora göre kentin içme suyunun yarıdan fazlası boşa gidiyor. Hindistan da Çin gibi, büyük bir su kirliliği sorunu yaşıyor. Bangalore’un da bu anlamda pek farkı yok. Kentin etrafındaki göllerde yapılan araştırmada suyun yüzde 85’inin sadece tarımsal sulamada ve endüstriyle soğutmada kullanılabileceği sonucuna varıldı. Tek bir gölde bile içmeye ya da yıkanmaya uygun su yoktu.
Dünya Bankası, su kıtlığını belirli bir alanda insanların yılda bin metreküpten az su içme suyu alabildiği durum olarak tanımlıyor. 2014’te Pekin’in 20 milyondan fazla sakini sadece 145 metreküp su alabildi. Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 20’sine ev sahipliği yapan Çin, temiz su kaynaklarının sadece yüzde 7’sine sahip. Columbia Üniversitesi’nin araştırmasına göre ülkenin su rezervleri 2000-2009 arasında yüzde 13 arasında azaldı. Kirlenme sorunu da var. 2015’teki resmi verilere göre Pekin’deki yüzey suyunun yüzde 40’ı tarımda ya da sanayide bile kullanılamayacak kadar kirlendi. Çinli yetkililer sorunu çözmek için dev su güzergahı değiştirme projeleri, eğitim programları ve çok su kullanan işletmelere yönelik fiyat artışları gibi önlemler gündeme getirdi.
Resmi verilerine göre, ülke kişi başına düşen içme suyu miktarının 1.700 metreküpün altına indiği 2016’dan bu yana teknik olarak su stresi yaşıyor. Yerel uzmanlar durumun 2030 itibarıyla kötüleşip, su kıtlığı yaşanabileceği uyarısında bulunuyor. Geçtiğimiz yıllarda İstanbul gibi yoğun nüfuslu kentler, yaz aylarında su sıkıntısı yaşamaya başladı. Şehrin su rezervleri 2014’ün başlarında kapasitenin yüzde 30’unun altına düştü.