Covid-19 Salgının Su Hizmetlerine Etkisi
SUEN, sürdürülebilir su yönetimi, su politikalarının geliştirilmesi, sürdürülebilir enerji ile yerel ve küresel su sorunlarının çözümü için kapasite geliştirme gibi konularda ulusal ve uluslararası kurumlarla yakın işbirliği içinde çalışmaktadır.
Küresel pandemi krizi, tüm Dünya’da temel ihtiyaç olan su ve sanitasyon hizmetlerine ulaşabilmenin önemini bir kez daha göstermiştir. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri içerisinde de yer alan “SDG 6: Herkes için erişilebilir su ve atıksu hizmetlerinin sağlanması” hedefine ulaşılabilmesi için tüm ülkelerin birlikte mücadele etmesi ve siyasi iradenin harekete geçirilmesi elzemdir. Su ve sanitasyon hizmetlerine erişimin küresel ölçekte çözüme kavuşturulması için salgın süreci fırsata çevrilebilir. Ülkemizde, su ve atıksu hizmetleri en ücra yerleşim yerlerine kadar ulaştırılmaktadır. İçme ve kullanma suyu şebekesi ile hizmet verilen belediye nüfusunun toplam belediye nüfusuna oranı %99 olup, kanalizasyon şebekesi ile hizmet verilen belediye nüfusunun toplam belediye nüfusuna oranı ise %91’dir (TÜİK, 2018 Belediye Su İstatistikleri). COVID-19 salgını, su idarelerine kesintisiz su temini sağlamaları yönünde büyük bir yük ve sorumluluk getirmiştir. Büyükşehirlerimizin Su ve Kanalizasyon İdarelerince sağlanan ve bu raporun ekinde yer alan anket bilgileriyle desteklenen bu çalışmada, idarelerin pandemi sürecinde karşılaştıkları zorluklar ve aldıkları önlemlerin değerlendirilmesi yer almaktadır.
Sanayi tüketimi ise ülke çapında genel olarak azalmıştır. Örneğin, başkent Ankara’da sanayi su kullanımının %39,9 azaldığı belirtilmiştir. Sanayinin yoğun olduğu Kocaeli’nde ise bu oran %9 olarak bildirilmiştir. Ankete katılan belediyelerde sektörel (evsel ve sanayi) su kullanımlarında değişim olmasına rağmen, sektörler arası su aktarımına ihtiyaç olmadığı belirtilmiştir. Yani, artan evsel su talebini karşılamak için sanayi ve diğer kullanımlara daha az su verilmesine gerek kalmamıştır. İçme suyu kaynaklarının özellikle mevsimsel kaynaklı azalması ve salgın nedeniyle öngörülemeyen aşırı su tüketimi, su arıtma tesislerini ve su dağıtım sistemlerini de etkilemiştir. Bu nedenle, bazı bölgelerde basınç düşüklüğü veya bölgesel su kesintisi yaşanabilmektedir.
Küresel COVID-19 Salgınının Su ve Sanitasyon Sektörüne Uluslararası Etkileri
Ülkemizde olduğu gibi su ve sanitasyon sektörlerinde faaliyet gösteren tüm ülkelerin kurumları COVID-19 salgınından önemli ölçüde etkilendi. Dünya Bankası tarafından yayımlanan “COVID-19’un Su ve Sanitasyon Hizmetlerine Etkileri” başlıklı raporda salgının başlıca etkileri aşağıdaki şekilde sunulmuştur.
• Salgından tüm kesimler etkilenmekle beraber en çok etkilenen kesim en düşük gelir grubundaki insanlar olmuştur. Raporda su ve sanitasyon hizmetlerinin kesintiye uğramasıyla Bombay, Kahire gibi yüksek nüfus yoğunluğuna sahip şehirlerde hastalığın bulaşma hızının daha da arttığı/artacağı ifade edilmiştir.
• Global Water Leaders Group tarafından yapılan hesaplamaya göre salgın döneminde sanayi su talebinin küresel düzeyde %27 azalacağı öngörülmektedir. Gelirlerde önemli bir paya sahip sanayi ve ticari sektörlerinin su talebinin azalması sonucu su ve sanitasyon hizmetleri gelirlerindeki düşüş, hizmet vericilerin faaliyetlerinin azalmasına neden olmuştur.
• Azalan gelirlerle yatırım harcamaları azalmaktadır. Salgın döneminde gelirlerin azalması ve bakım işlerinin önceliklendirilmesi sebebiyle yeni yatırım projeleri önemli ölçüde azalmıştır. Global Water Intelligence (GWI), su sektöründeki yatırım harcamalarının 2020-2021 döneminde global düzeyde %7 oranında düşüş göstereceğini tahmin etmektedir. Amerikan Su İşleri Birliği (AWWA) ise Amerika Birleşik Devletleri su sektöründeki yatırımların 5 milyar USD azalacağını tahmin etmektedir.
• Birçok ülke, su ve kanalizasyon hizmeti gelirlerini azaltıcı tedbirleri devreye sokmuştur. Özellikle düşük gelirli hanelerin su faturalarının iptali veya ertelenmesi en çok uygulanan tedbir olmuştur. Örneğin, Brezilya’da bir su şirketi düşük gelirli abonelere 3 aylık süreyle bedelsiz su temin etmiş ve aynı süre içerisinde tarifelerinde herhangi bir değişikliğe gitmemiştir. Şili’de ise bir su şirketi bölgede OHAL ilan edilmesini müteakip merkezi hükümet ile mutabakatla düşük gelirli abonelerinin aylık 10 m3’e olan su kullanımlarından ücret almamıştır. Ödenmemiş olan tutarların OHAL’den sonraki 12 ayda eşit taksitte herhangi bir ceza veya faiz tahakkuk edilmeden geri ödenmesi öngörülmüştür.
Su çok büyük bir ekolojik sorun. Temiz içme suyu değerli ve en etkin şekilde kullanılmak zorunda. Kullandığımız her damla suyun filtrelenmesi, temizlenmesi ve ulaştırılması için de fosil yakıt salınımı yapılıyor.
“COVID-19’un Mega Kentlerin Su Yönetimine Etkisi”
Dünya Bankası, su sektörünün kesintisiz hizmet vermesinin salgınla mücadeledeki kritik önemine vurgu yaparak, salgınlara karşı esneklik kazanmak üzere otomasyon (müşteri hizmetleri dahil) ve uzaktan kontrol sistemlerine yatırım yapılmasını tavsiye etmektedir. Nitekim GWI, COVID-19 sebebiyle dijital çözümlere yapılan yatırımların global düzeyde yıllık %8 artmasını öngörmektedir. “COVID-19’un Mega Kentlerin Su Yönetimine Etkisi” teması altında UNESCO düzenlenen uluslararası çalıştayda, Dünya Bankasının raporunda değinilen hususlarının dışında etkilerin de tecrübe edildiği ilgili ülkenin temsilcilerince ifade edilmiştir.
• Mısır’ın Kahire şehrinin temsilcisi hizmetlerin sürdürülebilirliğinde kritik öneme sahip kimyasal, yakıt ve yedek parça tedarikinde ciddi sorunların yaşandığını;
• Çin’in Guangzhou şehrinin temsilcisi seyahat kısıtlamaları nedeniyle göçmen işçilerin salgından en çok etkilenen kesimlerden biri olduğunu;
• Peru’nu Lima şehrinin temsilcisi ise artan işsizlik ve sokağa çıkma yasakları sebebiyle kentten kırsal bölgelere göçlerin yaşandığını ve yetersiz altyapıya sahip bu bölgelerde artan nüfusa su temin edilmesinde sıkıntılar yaşandığını belirtmiştir.