Akvaryum Hobi Dünyasının Püf Noktaları Suda Ph Değerinin Önemi, Yumuşak Ve Asidik Su Etkisi
AKVARYUM VE PH DEĞERLERİ
Su.. Tüm canlıların yaşam faktörü için en önemli kaynak. Fakat kullanılan su doğal ve çevresel nedenlerle her zaman istenilen koşullara uygun olmayabilir. Suyun doğa taraflı varoluşunda yüzeysel olarak elde edilen ham halinde “askıda katı madde” olarak nitelendirilen çamur, kum, kil gibi tortu yapıcı maddeler bulunmaktadır.
Yer altı kaynaklarından sağlanan sularda ayrıca kireç ve mineraller bulunabilir. Sulara çevresel kirlenmenin etkisiyle zararlı atıklar da karışabilir.
Suyun içinde doğal olarak bulunan ya da sonradan karışan maddelerin bir kısmı insan sağlığı, kullanılan cihaz ve makinalar, su tesisatları için kabul edilemeyecek özellikte olabilir.
AKVARYUM SUYU NASIL HAZIRLANIR?
Suyun sanayide katkı maddesi olarak kullanıldığı proseslerde istenmeyen maddeler ürünün kalitesini etkileyebilir. Evsel kullanımlarda “sert su” olarak bilinen kireçli su temizlikte sorunlar yaratabilir. İçme suyu kullanımlarında, sağlık için, suyun tortu maddelerinden, kireçten, kokudan veya kimyasal atıklardan arıtılması gerekir.
Su akvaryum içinde canlıların sağlığını direkt olarak etkileyen önemli bir faktördür. Bunun için kullanılacak su değerlerine dikkat edilmesi gerekmektedir. Ben bu yazıda basit bir şekilde akvaryum suyu nasıl hazırlanmalı, nelere dikkat edilmelidir gibi soruların cevabını vermeye çalışacağız.
Öncelikle akvaryum için kullanılan sular bulanık olmayan, kokusuz ve renksiz olmalıdır. Genellikle evlerimizdeki musluklardan akan şebeke suları bu koşullara uygundur ve diğer sulara göre (Örneğin: göl, ırmak, kaynak ve biriktirilmiş yağmur suları gibi) daha güvenilirdir. Bu nedenle akvaristler tarafından tercih edilirler. Yalnız evlerimizdeki musluklardan akan şebeke sularında da klor, ağır metaller ve değişik tuzlar bulunur. Canlıların istedikleri ortamı oluşturabilmek için öncelikle suyu bunlardan arındırmamız gereklidir.
AKVARYUM İÇİN KLORLU ÇEŞME SUYUNUN ZARARLARI;
Akvaryumlarımızda istenmeyen ve balıklarımızın ölümüne sebep olan en önemli etken klordur. Özellikle akvaryum hobisine yeni adım atmış olanlarda gördüğümüz toplu balık ölümleri, klorlu çeşme suyuyla doldurulmuş akvaryuma canlıların klor giderilmeden salıverilmesinden kaynaklanır. Fakat suyu klordan ayrıştırmak için fazla uğraşmamıza gerek yok. Önemli olan bu olmazsa olmaz bilgiyi hobiye başlamadan evvel edinebilmiş olmak. Temiz bir kovaya yada şişeye (kapağı kapatılmadan) doldurduğumuz musluk suyunu bir hafta dinlendirerek kloru sudan uzaklaştırabiliriz.
Bu kadar bekleyemem diyorsanız; dinlendireceğiniz suyu bir hava pompası yada iç filtre yardımıyla hareketlendirebilirsiniz. Bu sayede klor 1-2 günde sudan ayrışacaktır.
Gelelim ağır metallere… Suda bulunan ağır metallerse klora oranla daha tehlikelidir. Eğer su içindeki oranları yüksek ise canlıların vücudunda birikerek balık, salyangoz, karides ve hatta bitkilerimizin ölümüne sebep olabilirler. Bunun için içeriğini bilmediğiniz kaynak sularını kullanmamanızı tavsiye ederim.
AKVARYUMLARDA HAZIR SU KULLANIMI;
Su hazırlama işini hızlandırmak için piyasada bulunan su hazırlayıcılarından yararlanabilirsiniz. Örneğin sera, tetra, seachem gibi markaların ürünleri kalitelidir. Bu ürünler sudaki ağır metalleri bağlarlar. Ayrıca kloru ve çözülmemiş tuzları nötralize ederler. İçeriğinde bulunan B1 vitaminleri gibi destek maddeleriyle balıkların strese girmemeleri için katkıda bulunacak şekilde üretilmişlerdir.
Sırasıyla; sera aquatan, seachem prime, tetra aquasafe. Sudaki amonyum ve nitrik maddelerini düşüren sera nitrivec bu süreçte kullanılabilir. İçeriğindeki yararlı bakteriler biyolojik döngünün başlamasında rol oynar. Fakat oturmuş bir akvaryumunuz varsa kullanıp kullanmamak size kalmış.
Biyolojik döngünün oturması için suyu doldurduktan sonra filtre ve ısıtıcı açık şekilde 2 hafta beklerim. Bu esnada su zaten oturur. Sizde katkı malzemelerine tonla para harcamak yerine bekleyebilirsiniz.
Bütün bunların haricinde su olarak hazır satılan kaynak sularını (damacana vs.) kullanabilirsiniz. Ph değerlerinin 6,5-7,5 arasında olması çoğu bilindik tür için geçerli aralıklardır. Tabi beslediğiniz türlere göre bunun araştırmasını yaparak daha düşük yada yüksek asitlik değerlerine sahip suları seçebilirsiniz.(Örneğin; çiklet türleri için daha sert sular, discus gibi balıklar içinde daha yumuşak yani asidik sular kullanılır.)
Dipnot: Bunlar yalnızca başlangıç için gerekli bilgilerdir. Hobiye yeni adım atmış yada atmayı düşünenler için yardımcı olmak amacıyla yazılmıştır. Umarım işinize yarar ve canlılarınızı basit bir nedenle kaybetmezsiniz.
AKVARYUM SUYUNUN ÖZELLİKLERİ;
Akvaryumculukta çoğu zaman şebeke suları dinlendirilerek kullanılmaktadır. Bu suların kimyasal özellikleri insan sağlığı ve tesisat sisteminin zarar görmemesi amacıyla belli bir aralıkta tutulur. Artezyen ve kuyu sularında çoğu zaman böyle bir kontrol mekanizması bulunmaz.
Kaynağı ne olursa olsun kullandığımız su, besleyeceğimiz balık türleri için uygun olmayabilir. Piyasada yaygın olarak satılan pek çok balık türü, ortalama su koşullarında yaşayabilir. Ancak özellikle çikletlerin popüler olmasıyla birlikte balıkların ihtiyacına uygun “su hazırlama” eğilimi ortaya çıkmıştır.
Besleyeceğimiz balıkları belirlerken kullanacağımız suyun özelliklerini bilmek çok önemlidir. Bazı sular fazladan bir işlem gerektirmeksizin belli türler için ideal olabilir. Tersine, bazı suları hazırlamak için verilecek çaba akvaryumdan alınan zevki azaltacak düzeyde olabilir. Bu nedenle su analizi yapmak faydalıdır.
Tanınmış markaların hemen hepsinin suyun pH ve sertlik derecelerini ölçen testleri bulunmaktadır. Bunların bazıları suya daldırılan, bir kullanımlık şeritler halindeyken, bazıları da ufak bir kap içerisinde bir kaç damla kimyasalla akvaryumdan alınan suyun karşılaştırılması sonucunda elde edilen, renge dayalı testlerdir. Çok sayıda akvaryuma sahip kişilerin, sık ölçüm gerektiren türleri beslemesi söz konusuysa dijital ölçüm aletleri mantıklı bir seçim olacaktır.
Ülkemizde asidik ve yumuşak sulardan hoşlanan balıklar (Discus, Ramirezi gibi) hobiye yeni girenler tarafından alındıklarında, çoğunlukla uygun su koşuları sağlanamadığı için kısa sürede ölmektedir. Çok sert suya sahip kişilerin bu balıkları seçmesi uygun değildir. Eğer tercih edileceklerse akvaryumun memba suyu (bulunabilen en yumuşak ve düşük pH’lı) ile doldurulması ve su değişimlerinde bu suların kullanılması bir çözüm olabilir. Reverse osmosis cihazı ve bazı reçineler ile sert sular yumuşatılabilir. Afrika Çikletleri pek çoğu sert sulardan hoşlanır ve iyi birer alternatif olabilirler.
Suyun pH değerinin istenilen düzeye getirilmesi için pH yükseltici ve düşürücü solüsyonlar bulunmaktadır. Çok sert sularda bunları kullanarak pH’ ı kalıcı olarak düşük tutmak zordur. pH yeniden yükselme eğilimde olacaktır. Sık sık solüsyon kullanarak pH’ ı düşük tutmak, kimyasalın akvaryumda birikimine bağlı olarak balıkların sağlığını tehdit edebilir.
Yumuşak suların özelliği, pH değerinin kararsız oluşudur. Bu suların pH değerleri daha kolay düşürülebilir. Yumuşak ve asidik sulardan sert ve alkali su elde etmek hedefleniyorsa akvaryuma ve varsa dış filtre içerisine mercan kırığı koymak faydalı olacaktır. Mercanlar çözünerek suya bir miktar sertlik kazandıracaktır. pH yükseltici solüsyonlarla istenen değer ayarlanır.
Su bozulmasıyla ilgili önemli bir hatırlatma…
Akvaryumda su dengesi bozulduğunda, özellikle yeni kurulmuş akvaryumlarda suda amonyak birikimi (balıklar için çok zararlı) olmaktadır. Amonyak asidik ve nötr ortamlarda amonyağa oranla daha az zehirli olan amonyum halindeyken, pH yükselince amonyum amonyağa dönüşür ve zehirlenme tablosu süratle ağırlaşır. Bu nedenle; Özellikle yeni kurulan akvaryumlarda pH yükseltici kullanılacaksa, su bozulması tablosu açısından tetikte olmak gerekir. Sudaki amonyak/amonyum, nitrit, nitrat düzeylerini ölçmek için testler de bulunmaktadır.
AKVARYUM SUYU VE KİMYASI
Genel olarak kimyasınını belirlemek için suyun ölçülebilir dört temel özelliği mevcuttur. Bunlar Ph, kararlılık (buffering) kapasitesi (KH), genel sertlik (GH) ve tuz konsantrasyonu (salinity). Bunlara ek olarak da mineraller ve diğer elementler belirleyicidir.
AKVARYUMDA pH
pH suyun asit, bazik veya nötr olup olmadığını belirler. Logaritmik pH skalasında; 7 pH nötr, 7 nin altı asit, 7 nin üstü bazik (veya alkalin) su manasına gelir. Logaritmik olduğu için 5.5 pH değerine sahip olan bir su , 6.5 pH değerine sahip olan bir sudan 10 katı kadar daha asidiktir. Bundan dolayı da suyun pH değerlerinde küçük miktar, fakat ani değişiklikler balıklar için tehlikeli olabilir (bu tarz uygulamalar balıklarda stres yaratır).
Akvaryum severler için önemli iki dikkat edilmesi gereken husus :
(1) Ani pH değişiklikleri balıkları strese sokar ve bundan kaçınılmalıdır. Günlük pH değişiminin 0.3 den fazla olmasının akvaryum balıklarını strese soktuğu bilinmektedir, bundan dolayı da pH değerinin sabit ve kararlı olması balıkların sağlığı açısından önemlidir.
(2) Her balık türünün kendi doğal ortamında yaşadığı suyun pH değerleri değişiklikler göstermektedir. Bazı türler asidik suyu tercih ederken (örnek: discus, melek balığı, neon, kardinal vs.), bazı türlerde bazik suyu tercih etmektedir (Malawi, Tanganyika chiclidleri). Bundan dolayı da beslediğiniz balığın isteklerine uygun pH değerini sağlamanız gerekmektedir.
AKVARYUMLARDA NİTRİT
Kalabalık, yeterli su hareketi olmayan, kalitesiz yemlerle bolca yemlenen, düzenli olarak kısmi (%20 gibi) su değişimleri yapılmayan her akvaryum, yüksek nitrit riskiyle karşı karşıyadır. Su sıcaklığındaki ani düşüşler de biyolojik dönüşümü bozarak sorun yaratabilir.
Dış filtrelerin yüksek yüzey alanına sahip (biyolojik dönüşüm için gerekli) substrat olmaksızın çalıştırılması da bu sorunun sık karşılaşılan bir nedenidir. Su geçirgenliği olmayan mercan kırığı ve bunun gibi maddelerin filtereye doldurulması kaba mekanik filtrasyondan ileri gidilmesini engeller. Açıkcası oldukça pahalı olan orjinal substrat kullanılamayacaksa süngerin tercih edilmesi diğer tüm malzemeden üstün sonuç verecektir.
Yüksek nitrit değerlerinin bir diğer nedeni de taban kumunda biriken artıklardır. Özellikle bitki gelişimine uygun ortam yaratmak için kalınca kum serilmiş akvaryumlar bu riski daha fazla taşırlar. Akvaryumda kumu karıştıran balık türlerine yer verilmesi bu riski azaltır (botya, tarak balığı gibi). Su değişimlerinde dip süpürgesi ile taban kumunun vakumlanması bu riski ortadan kaldırır.
Akvaryum hobisinin aspirini kabul edebileceğimiz tuz (iyotsuz kalın tuz) nitrit zehirlenmelerini de engelleyebilir. Bu nedenle su değişimleriyle beraber akvaryuma az miktarlarda bile tuz eklenmesi faydalı olacaktır.